top of page

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Perspektifinden #Afet ve Krizler

Turkishe Network işbirliğiyle düzenlediğimiz ve toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden bakarak çeşitli konu başlıklarını ele aldığımız etkinlik serisinin ikincisi, Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden #Afet ve Krizler başlığıyla İstasyonTEDÜ’de gerçekleşti.
6 Şubat 2023’te Maraş merkezli gerçekleşen, milyonlarca yurttaşımızı etkileyen ve büyük bir felaket olarak toplumsal hafızamıza kazınan depremlerin 2. yıldönümünde, afet ve kriz anlarında ortaya çıkan sosyal eşitsizlikleri ve bunları önlemek için yürütülen çalışmaları sivil toplumdan, özel sektörden ve sosyal girişimlerden konuşmacılarımız ile  tartıştık.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Perspektifinden #Afet ve Krizler (1) (1).png

Etkinliğin moderasyonunu yürüten, TED Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Çelik afet ve krizlerden en çok etkilenen gruplar kimlerdir diye sorduğumuzda aslında toplumsal eşitsizlikleri daha net gördüğümüz bir pencere açıldığını aktardı. Kadınlar, çocuklar, engelliler gibi farklı kırılgan gruplar kriz anlarında en büyük risk grupları arasında yer aldığını vurguladı. Afet öncesindeki sosyal ve ekonomik koşulların, bireylerin afetle başa çıkma kapasitelerini belirlediğini ve tam da bu nedenle kriz-afet yönetimine toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden bakmamız gerektiğini aktardı. Özellikle böyle dönemlerin eşitsizlikleri bir büyüteç gibi görünür hale getirdiğinin ve kurumların/kişilerin bu büyüteçten bakarak toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı çözümler geliştirmesinin önemini vurguladı.

💭 Konuşmacılarımız Neler Aktardı?

İhtiyaç Haritası Projeler ve İş Geliştirme Direktörü Kemal Çelik ise afet sonrası sahada yapılan çalışmalarından ve gözlemlerinden yola çıkarak afet sonrasında ihtiyaçlara ilişkin veri toplamanın zorluklarından bahsetti. İstatistiksel olarak kadınların evde daha fazla zaman geçirmesinin afet anında kadınların enkaz altında kalma riskini artırdığını ve ayrıca, afet sırasında ve sonrasında kadınların kıyafetlerini değiştirmeye çalışması gibi sebeplerden dolayı da hayatta kalma ihtimallerinin düştüğünü vurguladı. Sahaya yönlendirilen yardımların sahadan gelen ihtiyaç verilerine odaklı olarak toplanmasının daha faydalı olacağının altını çizdi. Ancak, sahada ihtiyaçlara ilişkin veri toplanırken toplumsal cinsiyet eşitsizliğini işaret eden durumlarla karşılaştıklarını belirten Çelik, özellikle ailelere ilişkin ihtiyaç bilgisinin (çocukların yaşları, bedenleri, ihtiyaçları gibi) yalnızca ailedeki kadınlarda bulunması verilerin eksiksiz toplanmasına engel oluşturduğunu dile getirdi. Aynı zamanda, ihtiyaç analizi yapan saha çalışanları erkek olduğunda kadınlara özel hijyenik ped gibi ihtiyaçların dile getirilmemesinin sahadaki ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırdığının da vurguladı. Cinsiyet eşitsizliğini sadece afetten etkilenenler perspektifinden değil yardım ekiplerinin kompozisyonu açısından da değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak konuya farklı bir perspektif kazandırdı. Çelik, afet öncesindeki farkındalık eğitimlerinde kadınların yoğunluklu olarak katıldığını, ancak afet sırasında ve sonrasındaki arama-kurtarma, veri toplama gibi saha çalışmalarında ise kadınların geri planda kaldığına dikkat çekti. Afet dönemlerinde kapsayıcı bir şekilde, birlikte ve koordineli şekilde hareket etmenin önemini vurgulayan Çelik, 20’nin üzerinde kurumun bir araya gelmesiyle kurulan Afet Platformu’nun bu yönde atılmış önemli bir adım olduğunu vurguladı. 


EŞİK Platformu gönüllülerinden Avukat Özlem Günel Tekşen ise afet sonrası hukuki süreçlerde karşılaşılan büyük eşitsizliklere dikkat çekti. Tekşen, Türkiye’deki afet mevzuatlarının çoğunun toplumsal cinsiyet perspektifinden yoksun olduğunu vurguladı. Mevzuatta, hak sahibi olarak büyük oranda erkeklerin kabul edilmesi, afet sonrasında tazminat ödenmesi süreçlerinde kadınların ve çocukların hak kaybına uğramasına neden olduğunu örnekler vererek aktardı. Afet sonrası çadır kentlerde kadınların ihtiyaç duyduğu sığınma evleri ve danışma merkezleri kurulması konusunda hızlı hareket edilmediğine dikkat çekti. Türkiye’nin de taraf olduğu CEDAW gibi uluslararası sözleşmelerin afetlerin yönetiminde eşitlikçi, katılımcı ve hesap verebilir politikalar geliştirilmesinin önemini vurguladı. 


EŞİK Platformu’nun yayımladığı “6 Şubat Depremleri Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakış Açısından Geleceğe Notlar”  başlıklı raporunu incelemek için tıklayınız. 


Kale Grubu Sosyal Girişimcilik Programı Kıdemli Uzmanı Yusuf Berk Şenkafa, Topluluk Destek Programı çerçevesinde afet bölgesinde bir hibe programıyla destekledikleri İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Topluluğu üyesi sosyal girişimler tarafından yürütülen çalışmalara ilişkin gözlemleri bizlere aktardı. Özel sektörün doğrudan ve sadece finansal müdahalelerindense sosyal girişimler ve STK’lar üzerinden yerel dinamiklere hakim şekilde daha etkili ve çevik müdahalelerin desteklenmesinin getirdiği faydaları dile getirdi. Deprem anında hızla organize olan sosyal girişimlerin, bölgede sadece acil destek sağlamakla kalmayıp, sürdürülebilir çözümler üretmeyi de hedefleyerek hareket ettiğinin altını çizdi. Böyle bir dönemde kırılgan gruplara hizmetleri ulaştıran sosyal girişimleri desteklemenin toplumun toparlanmasına doğrudan katkısı olduğunu söyledi. KALE Grubu’nun afet sonrası yürüttüğü çalışmalara ilişkin detayları aktardığı raporunu incelemek için tıklayınız. 
Söyleşiye katılan katılımcılar ise işitme engellilerin kurtarma çağrılarını duyamaması gibi spesifik sorunların afet yönetiminde erişilebilirlik konusunun ne kadar önemli olduğunu vurguladı.

IMG_0636.HEIC

Bu tartışma bize ne anlatıyor? 

  • Afet mevzuatları ve afet yönetimine ilişkin politikalar toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeterek gözden geçirilmeli

  • Uluslararası sözleşmeleri uygulamaya koyarak ve önerilerini takip ederek daha kapsayıcı çözümleri hayata geçirilmeli (CEDAW gibi)

  • Afet ve kriz anlarında kırılgan grupların karşılaştığı sorunları tespit ederek bu sorunlara özel çözümler geliştirilmeli

  • Afetlerde çevik ve yerinde müdahalelerde bulunan STK’lar ve sosyal girişimler desteklenmeli

Afetler ve krizler şunu gösteriyor ki aslında kriz anları mevcut toplumsal eşitsizlikleri daha da belirgin hale getiriyor. Bu gerçeği görmek, anlamak ve sorumluluk almak zorundayız.

Tüm Etkinliklerin Paylaşım Görseli.png

Bir sonraki buluşmamız ne zaman?

Etkinlik serimizin üçüncü buluşması 3 Nisan Perşembe günü İstasyonTEDÜ’de gerçekleşiyor. Bu buluşmamızda Dil ve Kültür alanına toplumsa cinsiyet perspektifinden bakıyor ve bu alanları daha kapsayıcı hale getirmenin yollarını tartışıyoruz. Etkinlik serimizin duyurularını sosyal medya hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. 

 

İstasyonTEDÜ | Instagram

İstasyonTEDÜ | LinkedIN

İstasyonTEDÜ | X

Turkishe Network | Instagram

Turkishe Network | LinkedIN

© 2023, İstasyonTEDÜ.

bottom of page